Türkiye'de 90'lı yıllar yalnızca siyasal toplumsal alanlarda değil aynı zamanda felsefe sanat ve kültür alanlarında da büyük bir kırılma sürecinin başlangıcı oldu.
2000'li yıllara gelindiğinde ise hem sanatta hem de sanatın tarihinde büyük bir yıkım gerçekleşti. Alana küratör kavramının güdümlü bir biçimde sokulmasıyla birlikte “sanat haberi, sanat yazısı ve sanat eleştirisi” kavramları, sonra da giderek sanat ve sanat bilgisinin asıl kahramanı sanatçı ve eleştirmen kavramlarında da kuramsal olarak bir dizi zaman dışılık durumu ortaya çıktı.
Böylece ister istemez sanat alanlarındaki kadim eleştiri ve eleştirmen kavramları da sahneden sessizce kaybolarak talihsiz bir biçimde yerlerini -olumsuz anlamda- yanlış konumlandırılan yeni bir “küratör”ler katmanına bıraktı.
Ne yazık ki neredeyse çağdaş sanat ortamının çoğunluğu ve sessiz takipçilerinin çoğu tuhaf ve şaşırtıcı bir uyurgezerlikle sanat tarihi denilen şeyin öyle kendi kendine oluştuğunu sanıyor.
Oysa tıpkı sanatın kendisi gibi “sanat tarihi” de bir dizi gerçekliği yeniden yorumlama / yapma / yazma / kurma faaliyetlerinin toplamından oluşuyor.
Bunun için de kuşkusuz ki inançlı, ısrarlı, disiplinli, istikrarlı ve tutarlı bir çaba gerekiyor.
İade ve değişim şartlarını yönetim panelinde sistem modülleri kısmı altındaki sistemayarları > yasal sözleşmeler kısmında bulup güncelleyebilirsin :)
Bu ürüne henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yapmak ister misin ?